Eskiden genç kızlar giyimleriyle edep ve haya timsaliydi. Ama artık çıplaklık neredeyse yeni norm haline geldi.
Eskiden kızlar, annelerinden öğrendikleri değerlerle yetişirdi; şimdi Instagram’dan ilham alıyorlar, TikTok’tan stil öğreniyorlar!
Annelerimizin giydiği etekler, başörtüler, sade bluzlar geliyor aklıma.. O zamanlar herkes birbirine benzerdi, aynı mahalle kültürü içinde yorulur, yoğrulurduk Ama şimdi, bir bakıyorsunuz genç kızlar neredeyse plajda hatta yatak odalarındaymış gibi giyiniyor, geziniyor!
Bir de bu garipliği "moda" diyerek savunuyorlar. Görünen ilk suçlu sosyal medya, çünkü her şey orada başladı, başlıyor, bitmiyor, bitmeyecek..Bu platformlar sayesinde her şey gözümüzün önünde; kim nasıl giyiniyor, nerede ne yapıyor? Gençler de elbette takip etmeye meraklı, tabir-i caizse adeta sosyal medya ekranlarını emerek yetişen gençlerin, annelerinden emdikleri sütle yer değiştirdi!
Şimdilerde edep arayanlar, bir müzeye gitsinler derim! Çünkü o değerler çoktan fosil oldu, tarihin tozlu raflarında yerini aldı. Kıyafetler kısaldıkça, ahlak kuralları da esnedi sanki. Genç kızlar artık özgür ruhlarını yansıtmak istiyorlar, ama bu özgürlük bazen fazla serbest olmuyor mu?
Bir yandan "Benim bedenim, benim kararım" diyorlar; ama diğer yandan bu bedenin üzerindeki kıyafetlerden şikayetçi olan bir toplum var. Bu kısır döngü farklı çıkmaz sokaklara da girişe sebep.. Çünkü çıplaklık furyası sadece kıyafetle kalmıyor. Makyajlar, aksesuarlar, pozlar… Hepsi moda uğruna. Eskiden "Aman, insanlar ne der?" diye düşünen gençler, şimdi ne kadar açık, o kadar popüler mantığıyla hareket ediyorlar. Bir de garip ama bunu gururla sergiliyorlar! Eh, insan düşünmeden edemiyor: Acaba asıl moda utanmamak mı oldu?
Eskiden büyükler, gençleri görünce “Aferin, edebinle oturmuşsun!” derdi. Şimdi ise bu eski gelenekler belki de nostalji programlarında anılır hale geldi. Evet, dünya değişiyor, gençler değişiyor, modalar da değişiyor. Ama şunu unutmayalım ki; moda geçer, edep baki kalır (mı acaba?).
Eskiden televizyonlar, toplumun ahlaki değerlerini yansıtan dizi ve filmlerle doluydu. Karakterler, izleyicilere doğruyu yanlışı öğretmeye çalışırdı. Ancak günümüzde dizi ve filmler, gençlere edep ve haya aşılamak yerine, çıplaklık ve aşırılığı ön plana çıkarıyor. Giyilen kıyafetler, verilen mesajlar artık çok farklı. Bir zamanlar kıyafetleriyle örnek olan kadın karakterler yerini, vücutlarını sergileyen, aşırı özgürlük adı altında ahlaki sınırları zorlayan figürlere bıraktı. Bu durum, genç kızların gözünde cazip bir model haline geldi. Şimdi televizyonun karşısında oturan gençler, bu karakterlere özeniyor, onların giyim tarzlarını ve davranışlarını benimsiyor.
Bir diğer mesele ise Türkçe'nin kaybolmaya yüz tutan zenginliği. Eskiden büyüklerimizden duyduğumuz o anlam yüklü, ahenkli cümleler artık yerini kısa, öz, ama bir o kadar da sığ ifadelere bıraktı. "Like", "selfie", "influencer" gibi kelimeler dilimize girdi ve yerleşti. Kendi kültürel değerlerimizi yansıtan ifadeler artık kullanılmaz oldu. Türkçe, bu moda rüzgarına kapılıp kayboluyor. Gençler arası iletişim, bu yeni kelimelerle şekilleniyor, eski deyimler, atasözleri unutuluyor. Kısacası, moda sadece giyim kuşamı değil, dilimizi de etkisi altına aldı.
Son tahlilde: seçilmişler ve saçılmışlar arasındaki tutum ile ele alındığında..
Toplumun bir kesimi hala eski değerleri savunmaya çalışıyor, bir nevi "seçilmişler" olarak kalmaya çalışıyorlar. Ancak bu çaba, çoğu zaman "saçılmışlar" yani modaya kapılanlar tarafından eleştiriliyor. Bu seçilmişler, kendi dünyalarında ahlaki değerleri korumaya çalışırken, saçılmışlar bu değerlere karşı çıkıyor, onları modaya ayak uydurmakla suçluyor. Toplumun bu iki kesimi arasındaki gerilim, sosyal medyada sıkça karşımıza çıkıyor. Seçilmişler, saçılmışlara bakıp "Nereye gidiyoruz?" diye sorarken, saçılmışlar ise "Bu bizim yolumuz, sen de uy" diyor. Ancak unutulmamalı ki, modanın gelip geçici olduğunu savunan seçilmişler, her şeye rağmen edebi ve ahlaki değerleri korumaya çalışıyorlar. Belki de asıl mücadele, bu iki kesim arasında devam ediyor.
Samim İĞDE
Yorumlar
Kalan Karakter: