Son iki yazım, Suriye-Irak hattındaki gerilim ve Türkiye-Rusya ilişkilerindeki değişim ile ilgiliydi. Aslında bu makalem önceki iki makalenin devamı niteliğinde…
Seçimleri Erdoğan’ın kazanmasının ve Dışişleri Bakanlığına Hakan Fidan’ın getirilmesinin ardından Türkiye’nin dış politikasında bazı değişimler oldu. Aynı biçimde diğer ülkelerin Türkiye’ye karşı tutumunda da değişimler oldu. Mesela ABD’nin Ortadoğu politikasında büyük bir değişiklik olmadı (Yunanistan, PKK, PYD’ye desteğe, Türkiye’ye yaptırımlara devam) ama Türkiye ile ilişkileri yumuşatma eğilimindeler.
Öte yandan Rusya ile biraz daha fazla gerilim yaşanıyor, özellikle Suriye’nin İdlib ve Münbiç bölgelerinde. Aralarında bir vekâlet savaşı var. Hepimiz biliyoruz; çatışma halindeki Suriye Milli Ordusu Türkiye tarafından, Esad ise Rusya tarafından destekleniyor.
Mayıs seçimi öncesinde Türkiye, Irak ve Suriye’deki operasyonlarda genel bir denge politikası izliyordu. Operasyonlar öncesi ABD ve Rusya’nın nabzını tutuyor, PKK/PYD ile bir çatışma çıkmadan önce bu iki ülkeye bilgi ileterek askerlerini bölgeden çekme fırsatı veriyordu. Bölgede çatışma başlar başlamaz da Erdoğan ekranlara çıkıp operasyonun adını ve amacını açıklıyordu.
Fakat bu defa böyle olmadı. Şu an Türk ordusu ve Suriye Milli Ordusu iki cephede çarpışıyor. Ne operasyona verilmiş bir isim var ne de basına konuyla ilgili yapılmış açıklama. Türkiye, bu operasyon ile ilgili önceden ABD ile herhangi bir görüşme yapmadı, operasyon öncesi ikna etmeye çalışmadı. Bu çabayı Rusya ve İran’a karşı gösterdi fakat bu yine karşılık bulmadı. Fakat bu durum Türkiye’nin Suriye’de yeni bir operasyon başlatma kararlılığını değiştirmedi.
Sonra ne oldu? PYD ya da SDG Arap aşiretlerden devşirdiği bir komutanı suç işlediği gerekçesiyle tutukladı. Bunun üzerine Suriye’nin kuzey doğusundaki aşiretleri SDG’ye karşı ayaklandı. SDG/PYD ile Arap aşiretler arasındaki bu çatışma, Türkiye ve Suriye Milli Ordusu için bir fırsat doğurdu. PYD Münbiç ve Rakka civarındaki güçlerinin bir kısmını doğuya, Arap aşiretlerle çatışmanın olduğu bölgeye kaydırdı. Kısmen boşalan bölgelere ise Suriye Milli Ordusu güçleri saldırı başlattı.
On yıl önce yeterli eğitimi ve donanımı olmayan Suriye Milli Ordusu, tek başına bir harekâtı başlatacak eğitime ve teçhizata sahip değildi. Fakat zaman içinde Türk ordusundan ciddi askeri eğitim aldılar. Küçük dronlar, çok namlulu roket atarlar, termal kameralar ve geri tepmesiz toplar gibi modern teçhizatlar edindiler. Dolayısı ile görünüşte Türkiye yeni bir operasyon başlatmış olmadı, Suriye Milli ordusu kendi inisiyatifiyle bir saldırı başlatmış oldu. Türkiye’nin de uluslararası kamuoyuna duyurması gereken yeni bir durum oluşmadı.
Aşiretler 24 köyü PYD’den geri aldı. Suriye Milli Ordusu da Münbiç ve Halep kırsalları ile Ayn İsa bölgelerinde kolayca mevziler kazandılar. PYD’nin zayıf durumu ABD’yi panikletti. ABD uçakları Suriye Milli Ordusu’nu ve aşiretleri bombaladı. ABD’li yetkililer, Suriye’deki Haşimi Aşireti’nin lideriyle Katarda alel acele görüştüler. Çatışmaların büyümesini engellemeye çalıştılar. PYD kontrolündeki bölgede nüfusun çoğunluğu Arap. Büyüyen bir Kürt-Arap çatışmasını ABD, bin civarı asker ile engelleyemez. Böyle bir çatışmadan PYD’nin ağır yara almadan çıkması mümkün değil. Bu yüzden ateşin büyümesini engellemek ABD çıkarları açısından çok önemli… ABD hava desteğiyle PYD bazı bölgelerde kontrolü yeniden ele geçirdi ve yeni bir saldırı başlattı. Fakat ABD PYD’nin bu saldırısını engelledi ve çatışmaların büyümesine engel oldu.
Bu süreçte Rusya ne yaptı? Suriye’deki mevcut statükonun Suriye Milli Ordusu ve Türkiye lehine değişmesini engellemek için elinden geleni yaptı. Doğudaki Aşiret güçlerini ve Kuzeydeki Suriye Milli Ordusu’nu havadan bombaladı. Esad güçleri de İdlib’i topa tuttu. İdlib’in güneyindeki binlerce Suriyeli, kuzeye, Türkiye sınırına yakın yerlere doğru göç etmek zorunda kaldı. Türk ve HTŞ topçuları da Esad güçlerini topa tutmaya başladı. Erdoğan-Putin görüşmesinde ateşkes görüşüldü. Fakat Soçi’deki görüşmeden sonra da çatışmalar devam etti.
Son dönemde iki büyük sevkiyattan sonra Türkiye, hafta sonu üçüncü büyük askeri sevkiyatını çatışma bölgelerine yaptı. Suriye Milli Ordusu’nun ilerleme sağladığı alanlarda Türkiye yeni kontrol noktaları oluşturuyor. Münbiç, Ayn İsa ve Halep’in kuzeyinde etki alanını genişletmiş durumda. Bakalım ABD ve Rus hava gücüne, İran ve Esad’a bağlı güçlerin topçu ateşine rağmen ne kadar ilerleme sağlanacak.
Yorumlar
Kalan Karakter: